Çevirmen: Fantastica
Editör:Fantastica
********************
Adrisha aceleyle at arabasının kapısını açtı.
İmparator, bayılmış Düşes Blueport’u koltuğa yatırdı ve karşısındaki koltuğa oturdu. Adrisha da İmparator’u takip etti. İmparator Dalia’yı daha önce tuttuğu eline baktı.
‘Buna inanamıyorum.’
Düşes Blueport, belli ki,mana tıkanıklığından kurtulmuştu.
Temas yoluyla hissettiği Düşesin duyguları son derece istikrarlıydı, kontrolden çıkmış bir üstün için düşünülemezdi. Aksine, ruhu yenilenmiş gibi görünüyordu.
Bu teorik bir açıklamanın ötesindeydi. Bugüne kadar okuduğu tarih kitaplarında böyle bir şeyi hiç görmedi.
Düşesin tıpkı son derece istikrarlı zihninin aniden çılgına dönmesi gibi – evet, bu da tuhaftı- göz açıp kapayıncaya kadar düzelebildi.
İmparator, Dalia Pesteros’un gözlerinde gözyaşları ile Düşes’e baktığını görünce şüphelenmeye başladı.
Geçen sefer Dalia ile ilk kez el ele tutuştuğunda, ruhunun temizlendiğini hissetti. O zaman, sadece bir şüpheydi, ama şimdi Düşes Blueport’u gördüğünde buna ikna oldu.
‘Nasıl böyle bir güç olabilir……?’
Üstün ruhlarının yozlaşması, aldıkları muazzam güce uygun olarak sorumluluktu ve vazgeçilmezdi. Bunu tersine çevirmenin bir yolunu hiç duymamıştı.
Ama gerçekti.
Buna ek olarak, tıkanık üstün ruhunu bile düzeltti.
Dalia ile birlikte, Frederic İmparatorluğundaki tek tehlike ortadan kaldırılabilirdi.
Onu -Dalia’yı- asla olduğu gibi gitmesini istemedi. Önceki nişan teklifini tekrarladı ve onu -Dalia’yı- bir şekilde imparatorluk ailesinde bağlamak istedi.
O da üstun bir adamdı. Vicdan ve sağduyu,bu davranışının arkasındaki itici güç değildi.
Ancak…… Dalia’ın nişanının önerisini gündeme getirdiğinde Dalia’nın duygularının dalgalandığını ve ondan akan arınma enerjisinin zayıfladığını hissetti.
Belki de yeteneği, karşı tarafa sahip olduğu olumlu tutumla ilişkiliydi.
Gücünü potansiyeli, herkesten daha yakın olduğu Düşes Blueport’un ruhunu tıkanıklıktan kurtaracak kadar güçlüydü.
‘O zaman en önemli şey onun gözüne girmek.’
Dikkatli bir şekilde hareket etmeli ve güvenilir bir insan olarak kalmalıydı.
Yine de, bunu yapması gerektiği üzücüydü.(Çev.Notu:Burada gitmesine izin vermesini kast ediyor.)
Çok disiplinli bir adam olduğundan emindi. Eğer kendisi bile bunu yaptıysa diğer sabırsız üstünlerin tepkisi ne olacaktı ?
‘Onun varlığı üstünler arasında bir soruna yol açabilir.’
Birkaç kişiyi düşündü ve başını salladı.
Düşes Blueport gibi birkaç istisna dışında, üstünlerin doğası gereği güçlü bir sahiplenme arzusu vardır. Ruhlarının arındırıcısı olabilecek birinin olduğunu bilselerdi , acele edip ona sahip olmaya çalışırlardı.
‘Ayrıca, arınmanın koşulu Bayan Dalia’nın diğer kişiye karşı duyduğu hisleridir.’
Bundan yararlanmak isteyebilecek birçok insan olacaktır.
Dalia’nın beynini yıkamak isteyen biri olabilirdi. Ya da zorla ona iyilik borçlu olmasını isteyen bazı insanlar olabilirdi ve ilişkileri kötüleştiğinde onu başka kimsenin almaması için öldürürlerdi.
‘Ama Hikan’ın duygularının farkında olmasına sevindim.’
Hikan daha önce onu umursamadığını iddia etti, ama bu sefer Dalia beyaz küreye emildiğinde aklını kaçırmış gibi davrandı.
Ve Dalia döndüğünde ifadesi tarif edilemezdi.
Hala kız kardeşinin önünde göstermemiş olsa da…. Ama duyguları okuyan İmparator geleceği görebiliyordu.
‘Eminim öğrendiğinde onu -Dalia’yı- deli gibi aşırı derecede koruyacaktır.’
Dalia’yı korumak için uygun zamanda Hikan ile konuşmanın en iyisi olacağını düşündü.
‘Öncelikle Bayan Dalia’ya küçük bir hediye göndereyim mi?’
“Adrisha.”
Adrisha başını kaldırdı.
İmparator, bu çocuğun herkesten daha dürüst olduğunu ve temiz bir ruha sahip olduğunu biliyordu. Dalia’nın korunmasını ona -Adrisha’ya- emanet edebilirdi.
İmparator ona Dalia’da hissettiği gücü anlattı. Adrisha’nın gözleri genişledi.
“Artık onun -Dalia’nın- baş nedimesi olduğuna göre, lütfen ona yardım et. Kimsenin ona dokunmasına izin verme. Bir yol düşüneceğim.”
“Evet, bunu yapacağım.”
Adrisha kararlı bir bakışla başını yana eğdi.
İmparator ona baktı ve bir soru sordu.
“Dalia’nın ne tür bir insan olduğunu düşünüyorsun?”
“……”
Adrisha uzun kirpiklerini indirdi. Ciddi bir düşünceden sonra başını tekrar kaldırdı.
“O çok kararlı ve harika bir insan. Keşke arkadaş olabilseydik.”
Samimiydi.
Hayatı tehlikede olduğunda arkadaşıyla son bir konuşma uğruna kendini korumayı reddetti.
Bu görüntü Adrisha için güçlü bir etki olarak kaldı.
3. Adrisha Beniter
Düşes Blueport, iki gün sonra İmparatorluk Sarayı’ndaki gizli odada bilincini yeniden kazandı.
İmparator, Düşesin ruhunun gerçekten temizlendiğini doğruladı, hayır, tıkanıklıktan önce olduğundan daha iyiydi. İnanılmazdı.
‘Blueport Düşesi ve Dalia arasındaki bağ bu kadar güçlü olmalı.’
Açıkçası,İmparator Düşes Blueport’u kıskandı.
İmparatorun ondan -Dalia’dan- aldığı güç, baş ağrısını hafifletmek için yeterliydi. O kadar yakın bile değillerdi.
Ama onların -Düşes ve Dalia’nın- bağları o kadar güçlüydü ki, tıkanık bir üstün ruhunu yenileyebildi.
Düşes Blueport uyandığında ondan durumu açıklamasını ve bir sır olarak saklamasını istedi.
Dalia’ya kendi yeteneklerinden bahsetmeyi planlamamıştı.
Düşes de, bu yetenek bilinirse Dalia’ya ne olacağını tahmin etmiş gibiydi.
“Dalia bana sarıldığında, beni ne kadar sevdiğini ve o kıza ne kadar değer verdiğimi anladım. Ve …Tüm hayatım boyunca beni rahatsız eden o baş ağrısı kayboldu ve çok mutlu oldum. O kızı asla kaybetmek istemediğimi düşündüm.”
“……”
“Sanırım ruhumda bir dereceye kadar olgunluk elde etmiştim. Ben bile böyle olduysam, benden daha genç ve daha zayıf olan çocuklar ne olacak?…..”
Gözlerini kapattı ve bir an için o anı hatırladı. Daha sonra İmparatora nazik bir ifadeyle baktı.
“Ama bu biraz şaşırtıcı. Elbette, Dalia önce gelir, ama İmparatorluğunuz daha önemli değil mi? O zaman Dalia’nın yeteneğini ilan ederek kamuoyunu sakinleştirmek daha iyi olurdu.”
“Ya bir kaza olursa ve Bayan Dalia beni suçlarsa?”
İmparator aynı zamanda üstün biriydi ve Dalia’nın kalbini kazanmak isteyen ilk kişiydi.
Düşes Blueport anlamış gibiydi.
“Bunu şimdilik bir sır olarak saklayacağım.”
“Peki, neden şimdi bölgenize geri dönmüyorsunuz?”
Mana tıkanıklığından dönen bir üstün,bir mucize, bundan ne kadar kaçınmaya çalışsa da tüm dedikodular ,gazeteler ve dergilerden kaçınmak imkansızdı. Başkentten ayrılmak daha iyi olurdu.
İmparator, Dalia’nın hikayesini tamamen saklamayı amaçladı, ancak Düşes Blueport’unki sağlayabilecek bir şey değildi. Çünkü mana tıkanıklığı geçiren kişiydi.
Düşes Blueport bir gülümseme ile başını salladı.
“Haklısın. Uzun zamandır uzaktaydım … Bu olayla geri dönme cesareti kazandım.”
Düşes, talihsiz yangın kazası nedeniyle arazisini ziyaret etmeyi bırakmıştı.
Ancak,mana tıkanıklığı olayından sonra, Düşes trajediyi derinden aldı. Oraya geri dönmenin sorun olmayacağını düşündü.
“Ama gitmeden önce Dalia ile buluşmak istiyorum.”
“Elbette bunu yapmalısın.”
İmparator gülümsedi.
İmparator Düşes ile konuştuktan sonra çıktı.
Aceras onu -İmparatoru- bekliyordu. İmparator pelerinini çıkardı ve ona verdi. Aceras biraz gecikmeli olarak aldı. İmparator hafifçe gülümsedi ve onu azarladı.
“Son zamanlarda çok fazla hata yaptın.”
“……Özür dilerim.”
Aceras hızla özür diledi.
İmparator bunu gerçekten umursamadı. Ancak, sevgili hizmetkarının bu günlerde aklının başka bir yerde olduğu doğruydu.
‘Ne hakkında düşünüyorsun?’
Aceras’ın omzuna hafifçe dokundu ve Aceras’ın duygularını okudu. Aceras her zaman aynıydı, sakin ve nazikti.
‘Yorulmuş olmalı.’
Fakat İmparator geçtikten sonra bile, Aceras’ın gözleri Düşesin odasına kitlendi.
Yalancı iyiliklerini ortadan kaldıran yeşil gözleri, karanlık bir şekilde parlıyordu.
Soyadı olmayan halktan biriydi ancak kimsenin bilmediği bazı sırları vardı. Örneğin,kutsal gücü kullanarak zihninin okunmasını engellemek için ustaca bir engel kurabilirsiniz.
‘…… Bu beklenmedik bir şeydi.’
Mana tıkanıklığında olan bir üstünü iyileştiren kimdi, kim o?
Aceras her zaman bir adım gerideydi, her şeyi izledi, duydu ve gözlemledi.
O sırada balo salonundan tahliye edilen herkesi sayıyordu, bu yüzden kimin balo salonunda kaldığını biliyordu.
Bunların arasında, ne üstün ne de imparatorluk ailesinden olan tek bir kişi vardı.
Dalia Pesteros.
Adrisha Beniter da olabileceğini tamamen göz ardı edemezdi ancak olasılığı düşüktü.
‘Daha fazlasını öğrenmem gerek.’
Tam zamanında,bundan bir ay sonra için planlanan bir imparatorluk balosu vardı.Aceras’ın çılgın gözlerinde garip bir beklenti vardı.
*******************
Çev.Notu: Deli olan karakterimiz Aceras kendini belli etti.Umarım Dalia’nın başına kötü şeyler bulaştırmaz. Ayrıca Düşeste sağsalim o yüzden çok mutluyum.
