Çevirmen: Chromatinex
The King of the Battlefield Bölüm 0 – Prolog
Kükreme!
Orman yanıyordu.
Burası, herhangi bir insanın birbirini öldürmeye gelebileceği Ölüm Ormanı organizasyonunun temeliydi.
Öksürük.
Ormanın kenarlarında, vücudunun alt yarısı eksik olan bir adam mücadele ediyordu.
Kan öksürürken Muyoung’un bileğini tuttu ve bağırdı, “Neden, neden Ölüm Ormanı’nı yok ettin? 40 yıldır bizimle birlikte binlerce insanı öldürdün, neden şimdi?!”
Kana bulanmış siyah bir cübbe giyen Muyoung, sessizce adama baktı ve “Hepimiz zaten ölü değil miydik?” dedi.
Dünyanın en uzak köşesinde yaşayan grup.
Burası Ölüm Ormanı idi.
Işığa asla adım atamayacakları için zaten ölülerdi.
Bu, zaten ölü olan insanların ortadan kaybolmasıydı. Bunda garip bir şey yoktu.
Sonunda, her şey sessizdi.
Bunun nedeni, bileğini kavrayan Ölüm Ormanı’nın lideri olan adamın son nefesini vermesiydi.
Etrafını saran bedenlerin bolluğuna bakarken Muyoung, “Eğer seçme şansım olsaydı… Farklı bir hayat yaşayabilir miydim?” diye düşündü.
Çok fazla kişi öldürmüştü.
Masumların bile kanları onun tarafından akıtılmıştı.
Farklı bir hayat yaşamak, muhtemelen imkansızdı.
Keskin kan kokusuna sahip biriyle yaşamayı hayal etmek zordu.
Pat!
Muyoung dizlerinin üzerine çöktü.
Vücudunda çeşitli delikler açılmıştı.
Bu kadar kan kaybettikten sonra hala ölmemiş olması şaşırtıcıydı.
Ölüm Ormanı’ndaki en iyi eğitime sahip olmasına rağmen, yüzlerce deneyimli savaşçıyı ve lideri tek başına öldürmek çok zordu.
“Uzun bir yol oldu.”
Dudaklarının kenarlarını zorla yukarı kaldırdı.
Artık gerçek adını ya da nasıl gülümseyeceğini bile hatırlayamıyordu.
Ama 40 yıl önce Muyoung, Dünya’da sıradan bir üniversite öğrencisiydi.
Yeraltı Dünyası’na çağrıldığında her şey değişti.
Yeraltı Dünyası.
72 Şeytan tarafından yönetilen bu dünyanın cehennemden farkı yoktu.
Uzun bir süre boyunca insanlar yavaş yavaş Yeraltı Dünyası’na çağrıldı.
Onun için de aynıydı.
Alışmak için herhangi bir zaman olmadan, kendini canavarlara karşı korumak zorunda kaldı.
Diğer insanlara bile güvenemezdi.
Onlarca yıldır insanlar bu dünyada var oldular. Diğer hayatlara değersizmiş gibi davrandılar.
Bu inancı korumak için bunun gibi küçük organizasyonlar ve üsler bile kurulmuştu.
Muyoung, Yeraltı Dünyası’na varır varmaz Ölüm Ormanı tarafından kaçırıldı.
O andan itibaren uyuşturucuya maruz bırakıldı ve başkalarını öldürmesi için beyni yıkandı.
İnsanlığın umudu olabilecek kişiler bu şekilde öldürüldü.
Bu yöntemlerden azat edildikten sonra bile, başkalarını öldürme suçluluğunu çoktan yitirmişti.
Başkalarının arasında yaşamak için çok ileri gitmişti.
Ancak bu yol bile artık sona ermişti.
Muyoung başını kaldırdı.
“Muhtemelen böyle bir gökyüzünü son görüşüm olacak.”
Başının üzerindeki gökyüzü benzersiz bir şekilde açıktı.