8.Bölüm
“Bu ev büyük yani ondan istediğin kadar kaçabilirsin.”
Bu yanlış değildi. Serwin ve Serwin’in şövalyeleri, dikkatlerini cadıyı bulmaya vermişlerdi. Sabahın erken saatlerinde dışarı gidip gece geç vakte kadar Fidelia ormanını ve yakındaki köyleri araştırıyorlardı. Bazı şövalyeler, konağın dışındaki yerlerinden ayrılıp cadıyı arayacaklarını söylemişlerdi.
Doğal olarak konağın boş olması gerekiyordu. Konakta kalan tek kişi olan Ethan da büyük ihtimalle aramaya katılacaktı çünkü artık Amelie’yle ilgilenmesi gerekmiyordu.
‘Amelie gökyüzünde uçuyor olsa bile şövalyeler hem karayı hem de gökyüzünü izliyorlardı bu yüzden bu yerden gizlice gitmek zor olur.’
Küçük bir hayvana dönüştüğü için fazla uzağa gidemiyordu. İnsan formunda yolculuk ederse kendisini gizleyip gizleyemeyeceğinden endişeleniyordu.
Beceriksizce hareket ederken Serwin ve onun şövalyeleri tarafından görülmektense konakta kalmak daha güvenli olurdu.
‘Aynı odada olmamıza rağmen benim bir cadı olduğumu bilmiyordun. Ayrıca Serwin onunla daha çok geceleri vakit geçiriyordu.’
Dahası Amelie diğerleri hakkında endişeleniyordu.
‘Sırf beni bulamadı diye babama ve Renee’ye zarar verir mi ki?’
Onun zalim kişiliğini göz önünde bulundurunca, sinirini Kont’un insanlarından çıkarabilirdi. Onun adına diğerlerinin zarar görmesinden veya öldürülmesindense Amelie’nin Kraliyet Sarayı’na götürülmesi daha iyi olurdu.
‘Hem, İmparator’un bana ihtiyacı var yani kim olduğumu öğrense bile beni kolayca öldüremez.’
Birazcık düşündükten sonra Amelie kararını vermişti.
“Pekala, Majesteleri gidene kadar konakta kalacağım.”
Amelie’nin cevabına karşılık Kont genişçe sırıttı.
“Evet! İyi fikir! Şefe akşam yemeği için senin en sevdiğin yemekleri yapmasını söyleyeceğim. Yemeğin bittiği zaman neden İmparator dönmeden önce konağın çevresine bir göz atmıyorsun? Çocukluğundan beri burada değildin o yüzden hafızan puslu olmalı.”
Kont bir çocuk gibi heyecanlıydı. Onun heyecanına bakınca Amelie bir hiç için endişelendiğini anlamıştı.
‘Sanırım böylesi işe yarar.’
Sonra Amelie odasına götürüldü. O konaktan ayrıldıktan sonra Kont her sene mobilyaları değiştirmişti ve onun yokluğunda odayı temiz tutmuştu böylece Amelie ne zaman dönerse odası hazır olacaktı.
Serwin ve onun şövalyeleri dönene kadar üçü birlikte Amelie’nin odasında vakit geçirdiler.
~~~
Konaktaki hayat huzurluydu. Serwin ve onun şövalyeleri her gün aynı saatte yola çıkıyorlardı ve birkaç saat geçmeden dönmüyorlardı.
İlk başta Amelie kuş formunu korumak konusunda endişeliydi ancak sonrasında şekil değiştirme konusunda rahatladı ve konağın çevresinde rahat bir şekilde yürümeye başladı.
~~~
Sabahın erken saatlerinde Serwin ve onun şövalyeleri konağı terk eder etmez Renee, Amelie’nin odasına geldi. Kılıç kullanma antrenmanı yapıyordu ve üzerinde gömlek ve pantolon vardı.
“Amelie, neden yürüyüşe çıkmıyorsun? Yolunun üzerinde güzel bir yer bulursan öğle yemeğini orada yiyebiliriz.”
“Aklında bir yer var mı?”
“Konağın arkasındaki ormanlık alana gitmeyi düşünmüştüm. Fazla uzakta değil yani İmparator’la karşılaşırım diye endişelenmene gerek yok.”
“Tamam, harika.”
Amelie mutlu bir şekilde cevap verdi. Öncesinde birkaç kez yalnız başına yürüyüşe çıkmıştı ancak evin yakınında İmparator’un şövalyelerini hiç görmemişti. Uzağa gitmediği sürece yakalanmak konusunda endişelenmesine gerek yoktu.
“Ama yürürken öğle yemeği yiyebileceğimizi sanmıyorum. Daha yeni kahvaltı yaptım.”
Renee gülümsedi ve parmağını salladı.
“Hiçbir şey bilmiyorsun, Amelie. Sen merak etme. Oraya varman iki saat sürecek.”
“Ha?”
Amelie gözlerini kırptı. ‘Sadece yürüyüşe çıkıyorum. Ne planlıyorsun?’
Renee uzun adımlarla yürüdü ve Amelie’nin elini tuttu.
“Amelie, her zaman yapmak istediğim bir şey var.”
“Nedir?”
“Kız kardeşimle giysi oyunu oynamak istiyorum.”
Renee, Amelie’yle göz teması kurdu. Yavaşça ona bakan parlak mavi gözler çok güzeldi. Önceki hayatında, isteği ailesiyle vakit geçirmekti…
“Pekala!” Amelie başını salladı.
Onun izniyle Renee, Amelie’nin kolunu tutarken giysi odasına gitti. Hizmetçi, Renee’ye yardım etmeye gelmişti. Amelie’nin odasını da dahil eden giysi odası kıyafetlerle doluydu. Kıyafetler, Renee’nin dolabına uyacak şekilde sipariş edilmişlerdi.
“Hadi başlayalım!”