Çıkış Yap ya da Öl Bölüm 001
◇Fansub: MagicToon
◇Çevirmen: Regina
Çıkış yapmazsan ölürsün (1) – Part 1
Gözlerinizi açtığınızda yabancı bir tavanla karşılaşmak, genellikle başka bir dünyaya gittiğinizi göstermez mi?
Ama bu benim için geçerli değildi. Uyandığımda duvarlarının bazı yerleri küflenmiş bir moteldeydim.
“Ahh…”
Başım çatlıyormuş gibi hissediyordum. Alnımı tutarak ayağa kalktım. Küf kokan bir battaniye ayaklarımın dibine düştü.
Yani… Doğru hatırlıyorsam, memuriyet sınavından yine kaldığımı öğrendikten sonra tek başıma içerken sızmış olmalıyım.
Bu bir şekilde stüdyo dairemden bu tür bir motele geldiğim anlamına mı geliyor?
“Küflü bir motelde içerken aklımdan ne geçiyordu? Çıldırmış olmalıyım…”
Kendime küfrettim ve yüzümü yıkayarak kendime gelmek ve nasıl göründüğümü kontrol etmek için banyoya girdim. Aynaya bakmadan da memurluk sınavında başarısız olan sarhoş bir öğrenci gibi göründüğüme emindim.
Aynadaki yansımamı görünce şaşkınlıktan yere düştüm.
“Ağhh! – S*ktir.”
Refleks olarak küfür etsem de olanlara inanmak istemedim ve dişlerimi sıktım. Titreyen ellerimle saçlarımı taradım. Ardından aynaya bir kez daha baktım.
Hala tanıdık olmayan bir yüzdü.
Zayıf, yakışıklı bir çocuktu.
Paniğimi kontrol etmek için derin bir nefes aldım. Uzun bir süre önce bıraksam da şu an sigaraya ihtiyacım vardı.
“… Hah.”
O an sesimin bile farklı olduğunu fark ettim.
Dilimi ısırmış gibi hissediyordum.
Burada neler oluyordu? Zar zor kendime geldim ve bu yabancı bedenle motel odasını incelemeye başladım.
Yatakta boş bir ilaç şişesi ve intihar notuna benzeyen bir not buldum. Bu adam aşırı dozda uyku ilacı almış olmalı. Notun içeriğini kabaca inceledim. Okulu bırakmasına ve ölümüne neden olan, bir yetim olarak karşılaştığı adaletsizlik ve çaresizlik hakkındaydı.
Ağzıma acı bir tat geldi. Beden değiştirdikten sonra bile hala yetimdim.
Cüzdanını ucuz şifonyerin üzerinde buldum. Etrafa bakınırken bazı faturalar ve bu cesedin kimliğini buldum.
[Park Moondae 0X1215 – 3XXXXXX]
“3 ile başlıyor …”
Hala gençti. İç çektim ve kimlik kartının resmine baktım. Aynada gördüğüm yüzden biraz daha iyi olsa da depresif görünüyordu. Yine de bu yüz depresif bir izlenim bıraksa da genç görünüyordu. O şimdi 23 yaşında mıydı? Daha genç olduğunu düşünmüştüm.
“……”
Hayır, bunu düşünmenin zamanı değil.
Mantıklı düşünmeye çalıştım. Şu anki durumumu kavramaya çalışırken sakinleşmeye başladım. Yavaş yavaş orijinal bedenimi bulmak için bir plan yaptım ve bazı karşı önlemler hazırladım. Ne de olsa bu intihara meyilli adamla yer değiştirip değiştirmediğimi bilmiyordum.
Cüzdanımı aldım ve motel odamın kapısını açtım.
Ve kalakaldım.
Gözümün önünde pencereden kar yağıyordu.
… Sarhoş olup sızdığım zaman temmuz ayıydı.
“Tanrım.”
Yutkundum. Sonra motel odasına geri döndüm ve masanın üzerindeki takvime baktım.
[202X Aralık]
… Bu 3 yıl öncesine ait bir takvim.
Görüşüm bulanıklaştı.
Çok geçmeden kendime geldim. Çünkü bedenleri değiştirmek, zamanda geriye gitmekten daha şok ediciydi.
Yatağa oturdum ve iç çektim. Kazanan piyango numaralarını bile hatırlamıyordum.
Saçma sapan şeyler düşündükten sonra başımı kaldırdım.
… Aslında geçmişe değil, başka bir dünyaya gönderilmiş olabilirdim. Çılgınca bir düşünceydi, ama garip bir şekilde mantıklıydı da çünkü etrafım zaten çılgınlıkla çevriliydi. Ara sıra okuduğum web siteleri ve web romanlarında bu tür durumlar çok sık oluyordu. “Avcı” türü deniyordu bunlara değil mi…?
Regina: Burada Hunter dendiği için avcı olarak çevirdim ama geçmişe gittiği için büyük ihtimalle bir delik açılıp içinden canavar çıkan ve onları öldüren “avcıların” olduğu bir dünyada olduğunu düşünüyor.
Sersemlemiş haldeyken sessizce mırıldandım. Eminim saçma gözüküyordu.
“Durum penceresi…?”
Tabii ki hiçbir şey olmadı.
Lanet olsun.
Utançtan yumruğumu yatağa geçirdim.
Nasıl ortaya çıkacağını düşünürsün, seni aptal…
[İsim: Park Moondae (Ryu Gunwoo)]
Seviye: 0
Unvan: Yok
Vokal: C
Dans: –
Görünüş: C
Yetenekler: –
Özellikler: Sınırsız potansiyel
Belirdi?
Yataktan düştüm
“Ağhh!”
Sırtımdaki acıyla inlerken birden dank etti. Durum penceresinin içeriği… beklediğim gibi değildi.
Regina: ne tür bir şey bekliyordun ki dövüş, özel güçler ??? Üzgünüm moondaecim ama bu bir idol noveli ????
***
“……”
Durum penceresini açtıktan sonra sakinleşene kadar bekledim.
Fizik yasalarını açıkça ihlal eden bir durum olduğundan bunun bir şaka olmadığını anlayabiliyordum.
Motelden ayrıldım ve yakınlardaki bir internet kafeye giderek bu dünyada 3 yıl geçmişte olmam dışında nelerin farklı olduğunu araştırmam gerekiyordu. Başvuru için, ön bürodan cep telefonu numaramı aramasını istedim, ancak bağlanamadı. Üniversite hesabıma giriş yapamadım ve ödev için oluşturduğum SNS hesabı da yoktu.
Başka bir deyişle, bu dünyada ‘ben’ hiç var olmamış gibi görünüyordu.
Bundan bir pişmanlık duymadım.
Ben ortaokuldayken ailem bir kazada ölmüştü ve üniversiteye başladığımda akrabalarımla tüm irtibatımı kaybetmiştim. Hiçbir bağlantı sonsuza kadar süremezdi ve zaman geçtikçe hepsi ortadan kayboldu. Üstelik memur olmak için harcadığım yıllar düşünüldüğünde, önceki hayatımla bağlarımı kopardığımda bile kaybedecek bir şeyim yoktu.
“Sipariş ettiğiniz Ham Ramyeon.”
“Teşekkür ederim.”
Nesnel öz değerlendirmemi bitirdim ve tepsiyi aldım. Ramyeon’u karıştırırken internette gezindim.
Eh, 3 yıl önce asla başaramasam da “ciddi çalışmaya” karar vermiştim. O zamanlar internet ve akıllı telefon kullanımımı kestiğim için web sayfaları bana yabancıydı. Ama hiçbir şeyin yabancı olduğunu hissetmedim.
Tam üç yıl önceki gibi hissettim. Zamanın popüler trendleri her yerde görülüyordu. Oyunlar, filmler, şarkılar… idoller.
Bir idol olmak.
“Hmm.”
Ramyeonumu bitirdikten sonra yemek çubuklarımı bıraktım ve kollarımı kavuşturdum.
Nasıl bakarsanız bakın, durum penceresinin içeriği idollerle ilgiliydi.
Bu bedene girmemin durum penceresinde yazanlarla bir ilgisi olabilir miydi?
Bu bedenin asıl sahibi “Park Moondae” bir idol olmayı ve özlemlerini geride bırakmayı mı istedi?
… Yoksa üniversite günlerim yüzünden miydi?
Hiçbir fikrim yoktu. Ama benim için mevcut olanı kullanmalıyım.
“Durum penceresi.”
Neredeyse işitilmeyen mırıldanmamla yarı saydam durum penceresi gözlerimin önünde belirdi.
Vokalim C sınıfıydı, görünüşüm de C sınıfıydı. Diğer alanlar boştu. Daha önce hiç denemediğim için miydi? Bu fikir birden aklıma geldi ama teorimi test etmeyi daha sonraya erteledim. Bu durumda dansımı veya yeteneğimi birdenbire sergilemek için hiçbir sebep yoktu.
Durum penceremin diğer içeriğini kontrol ettim.
İnternet kafeye girerken gördüğüm karaoke tabelasını hatırladım.
***