NovelTR BETA V1.0 [Erken Erişim] | Beta süreci nedeniyle hatalar görülebilir.

BÖLÜM 2

Çevirmen: Akenchi

I Became the Younger Sister of a Regretful Obessive Male Lead- 2. Bölüm

“Nihayet geldiniz Lordum.”

Dük’ün yardımcısının sözünden sonra gözlerimi çocuğun üzerinden ayırmayı başarmıştım ama güzel çocuğun öylesine güçlü bir etkisi vardı ki gözlerimi ondan ayırmam zor olmuştu.

Siyah saçları ve altın sarısı gözleri sanki zihnimde yanıyormuşçasına ışıl ışıl parlıyordu.

“Lucian.”

Dük, çocuğun ismini benimkini söylediği şekle kıyasla korkutucu derecede soğuk bir ses tonuyla söyledi. Bu ağır atmosferde zorla nefes alabiliyordum.

“Buyrun babacığım.”

“Neden buradasın?”

Çocuk başını kaldırıp konuştuktan hemen sonra yeniden eğmişti.

Yeni babama, Dük’e, değil de bana baktı ve cevapladı.

“Kız kardeşimin geleceğini duymuştum.”

“…..hmm.”

Dük, çocuğun sözlerine yanıt olarak, nazikçe bu durumun hoşuna gidip gitmediğini sordu.

“Sevdiğin bir şeyi yapmayalı uzun süre olmuştu. Evet, bunca zamandır seni bekliyordum, bu yüzden sizi tanıştıracağım.”

Ne? Beni tanıştırmayacak mıydın yani?

Doğrudan çocuğa bakmaktan başka çarem yoktu çünkü Dük beni kollarında tutuyordu.

Gözlerimi sıska bileklerime diktim.

“Bu Rachel de Elrand, bizim evimizde yaşıyor olacak. Ayrıca yakında Rachel de Leon olacak.”

Leon mu dedin?

Bu cidden benim bildiğim Leon mu?

Hayır, bekle bir saniye.

O kadar şaşırmıştım ki, Dük’e geç tanıyan gözlerimle baktım. O da dik dik bana baktı.

“Birbirinize çok benziyorsunuz.”

Kime benziyorum?

Biz arabaya binerken Dük’ün bize bakıp durduğunu biliyordum ve bunu yaparken ne düşündüğünü merak etmiştim.

Onun gibi asil bir aristokratın neden benim manevi babam olmaya karar verdiğini merak etmiştim. Peki ama Dük bana bakarken kimi düşünüyordu?

Bilginiz olsun diye söylüyorum, bu dünyadaki bedenim babama ve anneme eşit derece benziyor.

Parlak güneş ışığındaki mücevherler gibi olan zümrüt yeşili saçlarım babamdan ve gecenin gün batımından hemen sonraki halini andıran koyu mavi gözlerim de annemden miras kalmışlardı.

Dük anılarla yaşarmış gözleriyle bana baktı ve konuştu.

“Manevi baban olarak tüm sorumluluğunu alıyorum, bu yüzden neye sahip olmak istediğin ya da ne yapmak istediğin konusunda benimle konuşmaktan çekinme. Bu muhitteki her şey senin muhitindekiler kadar iyi.”

Vaay, manevi babam bu kadar inanılmaz biri mi? Bu durum tıpkı manevi babanın süper nazik olduğu filmler gibi mi?

“Sen Liam’ın çocuğusun. Bu benim de çocuğum olduğun anlamına gelir.”

Merakım çabucak çözüldü ve bu da endişelerimi azaltmıştı.

Dük bana bakmaya devam ederken nazikçe saçımı yüzümden çekmişti ve bu, yüzüm utançtan kızarttı.

Dük’ün babamın adını söylerkenki ifadesini yakalamıştım.

Garip bir özlem ve delilik dolu gözlerle bana dönmüştü ama aslında bana baktığı falan yoktu.

Bende babamı gören Dük’ü inceliyordum.

Babamı ne kadar sevdiğini, yüzümü okşayan elinden anlayabiliyordum.

Oh, şimdi hatırladım, “There is Another Doll That Lives in the Dollhouse.” adındaki *BL webtoonundandı. *Boys Love= erkek-erkek aşkı

Babalardan başlayan birkaç eşcinsel çifti içeriyordu.

Dük’ün tavrı ve sözleri, webtoonu hatırladığım andan itibaren kendimi daha rahat hissetmemi sağladı.

Buraya gelmeden önce, hayatımı buzla kaplı bir gölde sadece dikkatli adımlar atıp yürüyerek yaşamış gibi hissediyodrum.

Bu, ilk hayatımdaki gerçeklikten kaçmak için deli gibi web romanları ve webtoonları okuyuşumdan farklı değildi.

Her nasılsa, şimdi daha önce okuduğum bir BL webtoonundaki bir karakterin yerine geçtiğimi biliyorum ve üstüne bir de favori karakterim tam önümde belirmişti.

Bu, yeni hayatımın öneminin farkına vardığım andı.

Bir hala bana bakan çocuğa, bir de tek kelime etmeden umursamazca ayakta dikilen Dük’e baktım.

Gözlerim çocuğun buz kadar soğuk ve parlak, altın rengi gözleriyle buluştu.

Lucian de Leon.

Favorim.

Ablan sana kesinlikle yardım edecek.

~+~

Dük’ün beni getirdiği ilk yer, odam olacak olan yerdi. Oldukça geniş ve renkliydi.

Odanın bir köşesini işgal eden büyük ve renkli yatakta uzanırken düşüncelerimi toparladım.

<>’un altında yıllar içinde seri haline getirilen <> çok popüler olmuştu.

Angst ve Pain bölümleri çok uzun olmasına rağmen popülerdi hem de.

Bunun nedeni, az önce gördüğüm ve “Dük” karakterini canlandıran Lucian’dı.

Lucian talihsiz bir geçmişe sahip bir prensti. Acınası geçmişi babasının istismarlarıyla başladı.

Evet, beni buraya getiren Dük’ün istismarlarıyla!

Pedro de Leon.

Yine de Pedro hakkında kötü konuşamazdı.

Çünkü o da çocukken babasının istismarına uğramıştı.

Durumu çabucak özetlemek istersek şöyle olur:

Pedro, bu gelecek vaat eden *Dükan’ın varisiydi. *Dük ya da Düşes’in arazisi.

Eğer bir kılıç alması gerekirse emredildiği gibi alırdı. Buna ek olarak, henüz genç bir adam olmasına rağmen, yüksek rütbeli bir aristokrat olarak çok zarif ve terbiyeliydi.

Onunla ilgili tek bir skandal vardı.

Kadınlara ilgi duymayışı.

Kadınlardan değil ama kadın parfümünün kokusundan nefret ediyordu.

Pedro, durumunun garip olduğunu düşünse de bunu önemsiz bir sorun olarak görüyordu.

Sadece son derece hassas bir burnu vardı ve bu zayıflık olarak değerlendirilebileceğinden bunu kimseye söylememenin daha iyi olduğuna karar verdi.

Fakat Pedro, 15 yaşına geldiğinde babamla tanıştı.

Liam de Elrand.

Tıpkı benim gibi zümrüt saçlı ve lacivert gözlü, güzel bir çocuktu.

Pedro, Liam’a ilk görüşte aşık oldu. Kalbi birine bakarken ilk kez bu kadar hızlı atmıştı, bu durum onun gerçekte nasıl bir insan olduğunu fark etmesini sağladı.

‘Oh, işte istediğim adam bu.’

O gün aşık olan tek kişi Pedro değildi, babam da Dük’e aşık olmuştu.

Bu ikili, aşklarını arkadaşlık ile gizlerken geliştirmeye başladı.

Ancak eğer ortada bir duman varsa, insanlar ateşi aramaya başlarlar.

İkili arasındaki garip atmosferi fark eden ilk kişinin Pedro’nun babası olması, talihsizlikler zincirinin başlangıcıydı.

Pedro ve Liam 17 yaşındayken, Pedro’nun odasında tutkulu şekilde öpüşürken yakalanmışlardı; Pedro’nun babası gizli buluşmalarının sesini duymuş ve içeri dalmıştı.

Pedro, ona her zaman nazik gözlerle bakan babasının gözlerindeki iğrenen ve küçümseyen bakışları gördüğünde çok şaşırmıştı.

O günden itibaren Dük’ün babası, Dükanlığı demir yumruk ile yönetmeye başlamıştı.

Pedro, disiplin adı altında psikolojik şiddete maruz kaldı.

Oğlunun homoseksüel olduğunu kabullenemeyen Dük, onun sınırlarını zorladı.

En sonunda da Pedro, babasının seçtiği biriyle evlendi.

Liam’a ihanet ettiği için hep kendini suçlasa da duygularını görmezden gelmek zorunda kaldı.

Kalbini ve aşkını geride bırakarak varisinin doğmasını bekledi.

Eşine kalbini veremese de saygı duymak ve çocuğuna karşı sevgi dolu bir baba olmak istiyordu.

Kendi babasından daha iyi bir baba olacaktı, buna karar vermişti.

Ama Dük, sözünü tutamadı. Çocuğunu görünce içi kırgınlıkla dolup taştı.

Çocuğu kendine ya da eşine değil, babasına benziyordu.

“Haa… Favorim için yine üzgün hissettim.”

Webtoonun geçmiş hikayesini düşündüğümde derince bir iç çektim. Ağzımdan doğal bir şekilde “Haaa..” sesi çıkmıştı.

Ancak Dük’e, durumunu anlamadan lanet etmek haksızlık olur.

Dük de istismar edildi, evet, ama bu Lucian’a yaptıklarını haklı çıkarmaz.

“Bu çok karışık…”

Buradaki en büyük sorun romandaki küçük kız kardeş olmam.

Orijinal hikayeye göre Rachel büyüyüp kötü bir kadın oluyor.

Bunu Dük’ün bana karşı olan tutumuna bakarak anlayabilirsiniz.

Bu şekilde yetiştirilen Rachel, kardeşi Lucian’ı açıkça görmezden geliyor ve hor görüyor.

Ama aslında Lucian’ı kendine istiyordu.

Lucian normal halindeyken bile güzel görünüyordu ancak gülümsediğinde, baştan çıkarıcı siyah bir gülün tamamıyla çiçek açması kadar saf ve güzel oluyordu.

Rachel; altın tozuna bulanmış olan bu asil siyah gülü elde etmek istediğinden Lucian’a zorbalık ederek ona boyun eğdirebilmeyi umdu.

Lucian duygularını hiç belli etmemiş olsa bile eğer bu konuda bir şey diyecek olsaydı, Rachel’ın düyanın en sinir bozucu insanı ve en nefret ettiği kişi olduğunu söylerdi.

Lucian’ın duyguları hakkında en ufak fikri olmayan Rachel, daha sonra sağlam destekçisi Dük’ün de ölümüyle ona daha da takıntılı hale geldi.

Bu esnada, Lucian çoktan diğer ana karakter olan Sue ile ilgilenmeye başlamıştı. [Ç/N: İsim kafa karıştırıcı olsa da Sue bir erkek.]

Henüz duygularının farkında değildi fakat Sue başka birine bakarken içindeki kıskançlığı kontrol edemiyordu.

“Ohh… Ne yapmalıyım?”

Tabii diğer ana karakter olan Sue için de üzülüyorum ancak şu anlık bir aciliyeti yok.

Şu anki en acil şey, favorimin ve kendi sonumun mutluluğu.

Orijinal hikayede, Rachel en sonunda Lucian yüzünden ölüyor. Rachel’ın tek başına, elinde bir kılıç tutarken öldürüldüğü bir sahne görmüştüm.

Ama ondan önceki sıska bileğimi düşünüp duruyordum.

Tak tak

Bu ani tıklama yüzünden yataktan fırladım. Kapının dışındaki Dük mü diye merak etmiştim.

Kıyafetlerimi hızlıca düzenlerken nazikçe cevapladım.

“Buyrun, içeri gelin.”

Bir hizmetçi kapıyı açıp, beni kibarca selamlayarak içeri girdi.

“Hanımefendi, benim adım Amber. Kişisel hizmetçiniz olarak görevlendirildim. Eğer bir sorunuz varsa ya da bir şeye ihtiyacınız olursa lütfen beni çağırın.”

“Tanıştığımıza memnun oldum, Amber.”

“Aç mısınız?”

Bunu duyduğumda aniden acıktım. Aklıma gelmişken… Babam, Dük, henüz bana yiyecek bir şey vermemişti.

“Şey, birazcık?”

Aslında midemin sırtıma yapıştığını düşünüyordum ama burada, ben soylu bir genç Leydi idim.

Asla bir yemeği şiddetle arzulayamazdım. Bu bedende bir buçuk yıl geçirmek bana bunu öğretmiş ve beni bu hale getirmişti.

“Dük bu gece için büyük bir yemek hazırlattı. Açlığınızı bastırması için size biraz serinletici bir içecek ve çay getireyim.”

“Olur.”

“Güzel. Bana bir dakika verin lütfen.”

Amber kibarca selamlayıp odadan ayrıldı. Adımlarının sesi yavaşça yok olurken kanepeye oturdum.

Gelecekte yapacağım şeyleri, favorime yardımcı olabilmek ve güzel, uzun bir hayat yaşayabilmek için neler yapabileceğimi düşünmeliydim.

Sonra aniden ilk hayatımdan küçük bir detayı hatırladım. Bu, kötü bir yorum yazdığım tek webtoon veya romandı.

Oh, olamaz…

“Sakın bana bu bedene o tek bir öfkeli yorumum yüzünden geçiş yaptığımı söyleme. O yüzden değildi, değil mi?”

Yorum

error: İçerik korunmaktadır!!

Ayarlar

Karanlık mod ile çalışmıyor
Sıfırla
Germany VPS Diaetolin Anime Öneri webtoon oku manga oku manga oku webtoon oku was wiegt ein baby care can dogs eat bodrum escort sweet bonanza deneme bonusu veren siteler casino siteleri bonus veren siteler casino siteleri bedava bonus 1xbet bedava deneme bonusu veren siteler ifşa link his taşı deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu casino siteleri deneme bonusu veren siteler komiku