NovelTR BETA V1.0 [Erken Erişim] | Beta süreci nedeniyle hatalar görülebilir.

BÖLÜM 3

“Kardeşlerim, sizlere yiyecek bir şeyler getirdim.” Dedi Hielos küçük çadıra girerken.

Yatmakta olan birkaç kişi ayağa kalktı ve sessiz askeri çadır herkes aç bir kurt gibi yiyecekleri Hielos’un kollarından olabildiğince çabuk alırken canlandı.

“Hielos, geri gelmeseydin açlıktan ölürdüm.” Matonis, eskiden olsa bu az pişmiş at etini küçümserdi, ancak şimdi ağzında tarif edilemeyecek kadar lezizdi.

“Antonios’tan aldım. Menon onlardan özel bir ekip oluşturmalarını ve Persler tarafından saldırıya uğrama riskini alarak ölü atları savaş alanından toplamalarını istedi.” Hielos iç çekti ve çadırın en iç yerinde yatan adama bakarak endişeyle sordu, “Davos nasıl? Uyandı mı?

“Uyandı. Ama uyandığından beri şaşkın şaşkın etrafa bakıyor, onunla konuşanları tanıyamıyor ve tek bir kelime etmedi. Sanırım şuan uyuyor.” Cevapladı Giorgris asık bir suratla.

“Bence, yanlışlıkla Lethe¹’ye düştüğünde Kharon²’un botuna binmiş olmalı, hafızasını kaybetmiş.” Dedi Olivos.

“Kapa çeneni!” Matonis uzanarak Olivos’un kafasına basıp onu itti.

Hielos ikiliyi zorla ayırarak bağırdı, “ Hepimiz Teselyanın aynı köyündeniz. Evimizden binlerce kilometre uzakta ve düşmanlar tarafından çevrilmiş. Eğer birlik olmazsak, korkarım geri dönemeyeceğiz.”

Çadıra ani bir sessizlik çöktü.

Hielos ortamın ağırlığını hissetti ve avutmak için, “Kafalarına çok kötü darbe alan birçok savaşçı gördüm. Başta kafaları karışık olur, ama dinlendikten sonra kendilerine gelirler. Belki de sabaha Davos bizi gülümseyerek selamlar.”

“Davos da tecrübeli bir savaşçı. Takip esnasında nasıl ölür!” Olivos sinirle birkaç kelime söylemişti ve Matonis’in gözlerini tekrar ona diktiğini görünce hemen ağzını kapattı.

“Hielos, Genç Kiros kazandı mı yoksa kayıp mı etti?” Geçici sessizlik Giorgris’in dayanamayıp hepsinin en çok endişe duydukları konu hakkında soru sormasına neden oldu.

Kaçan düşmanları kovalamayı bırakıp savaş alanından döndükten sonra Pers ordusunun hala burda olduğunu ama Genç Kiros’un ordusunun kaybolduğunu öğrendiler. Geç olmaya başladığı için iki ordu da savaşmaya devam etmek istemiyordu, bir süre karşı karşıya geldikten sonra Pers orduları geri çekildi.

Ancak o zaman Yunan paralı askerleri ordugahlarının yağmalandığını öğrendi. Açlık ve yorgunlukları yüzünden askerlerin bu kritik soruyu düşünmeye ve sormaya enerjileri yoktu.

“Genç Kiros süvarileri savaşa götürmüş. Kazansalar da, kaybetseler de kolaylıkla savaş alanından ayrılıp yarın Pers Kralıyla savaşmak için bir kez daha bize katılabilir.” Dedi Hielos kısık bir sesle.

“Ama Pers Kralı’nın ordusu bizimkinden çok daha büyük. O yüzden eğer Genç Kiros gerçekten yenildiyse, yarın bize katılacak çok daha az asker olacak.” Dedi Giorgris endişeyle.

“Neden korkuyorsun? 10.000’den fazla hoplitimiz var! Persler tavşan kadar ürkek! Bu yüzden kaç kişi bizimle savaşmaya kalkarsa kalksın, hala tatmin olacak kadar adam öldürememiştim! Yani yarın bir savaş daha olması çok güzel olur!” Matonis Giorgris’i duyduğu an herkesi kendince cesaretlendirdi.

“Genç Kiros yenildiyse bile, biz sol kanadı yendik ve birçoğunu öldürdük. Yarın, bugünkünden daha az askerleri olacak!” Dedi Hielos bir o kadar kendinden emince.

“Bu lanet Persler ordugahımızı yıktı, yemeğimizi ve benim yığınla altınımı çaldılar! Yarın onları yeneceğiz ve bizim olanları geri alacağız!” Dedi Matonis öfkeyle.

“Aynen öyle!” Herkes düşmandan nefret ediyordu, “Yalnızca bizim olanları değil, onlarınkileri de almalıyız.”

“Ooo!” Olivos birşey düşünüp heyecanla ağzını açtı, “Duyduğuma göre Genç Kiros’un kadınlarından birini yakalamışlar ve sadece biri kaçabilmiş. Geçen sefer bahsettiğim o’ydu işte… Afrodit gibi çok güzel bir kadın. Clearchus’un onu kendi kampına götürdüğünü duydum! Bu gece eğleneceği kesin!” Dedi Olivos yutkunup somurtarak.

“Boş yapma!” Hielos onu uyardı.

“Olivos. Yarın Pers Kralı’nı yenmeli ve kadınlarından birini yakalamalısın.”

“Oo, bu iyi fikirmiş! Matonis, gerçekten arada bir mantıklı birşeyler söylüyorsun.”

“Lanet olsun Olivos, yine mi dayak istiyor canın!”

Birkaç kişi gülüp konuşurken, çadırın en iç yerinden boğuk bir ses çıktı, “Genç Kiros yalnızca yenilgiye uğradı diye düşünmeyin!

O öldü!”

. . . . . . . . . . . . .

Tissaphernes Pers Kralı’nın çadırına ulaştı ve hadım, Masabates, çoktan girişte bekliyordu, “Kral seni bekliyor. Çabuk içeri gir!”

Tissaphernes kılıcını yanındaki kraliyet muhafızına verdiğinde Pers Kralı’nın en çok güvendiği kişi olan Hadımın hafif kederli olduğunu farkedince ‘Majesteleri ciddi mi yaralandı?’ diye düşünmeden edemedi.

İçeri girdiğinde, birkaç baharatla karışık, zengin bir günlük yağı³ kokusu çarptı burnuna.

Artaserhas kanepenin üzerinde yan yatmıştı, üzerinde şahane kırmızı bir cüppe vardı ve göğsünü kan sızdıran beyaz bir kumaşla örtülüydü. Yanında yavaşça omuzlarını ovan güzel bir hizmetçi ve diğer tarafında da hekim, Ctesias⁴ vardı.

Ctesias, Tissaphernes’in girdiğiniz görünce hemen ayrıldı.

Artaserhas durumunda bir değişiklik olması halinde hemen onu çağırabilmek için ona çadırın dışında beklemesini söyledi.

Tissaphernes Yunan hekimin çadırdan çıktığını gördükten sonra yarım-diz çöktü ve başını eğdi, ardından, “Majesteleri, lütfen savaşı kaybettiğim için beni cezalandırın!” dedi.

Artaserhas konuşmadı, bu durum Tissaphernes’i iyice tedirgin etti ve iyice dizlerine kapanıp yerde öylece durdu.

Uzun bir süre sonra Artaserhas’ın konuştuğunu duydu, “Yenildin, Tissaphernes.

Ama en azından savaşmaya cesaret ettin.

Süvarilerini Yunan hoplitlerinin etrafından geçirip onlara arkadan saldırdığını duydum, ancak peltast’ları⁵ tarafından yenilmişsin ve neredeyse bir yunan ciritine hayatını kaybediyormuşsun.”

Evet, majesteleri. Herşeyin farkındasınız!” Tissaphernes rahatladı.

“Daha savaşmadan kaçanlardan çok daha cesursun! Kalk!” Artaserhas Pers ordusunun sol kanadının dünkü performansından hiç memnun değildi, sesini yükseltti, “Ben senin kadar şanslı değilim. Kiros’un mızrağını bana çarptı, şanslıyım ki zırhım yeterince dayanıklıydı ve bana onu öldürme şansı verdi!

Genç Kiros’u mızrağıyla öldüren kişi muhafız Mithridates⁶ değil miydi? Tissaphernes şaşırdı, ama belli etmedi. Bunun yerine heyecan ve hayranlıkla konuştu.

“Majesteleri, herkes Kiros cesur derdi. Dün savaş alanında, biz yenilgiye uğramak üzereyken majesteleri, bir kralın almaması gereken büyük bir risk alarak cesurca öne çıktı ve isyancı Kiros’u bizzat öldürdü! Ve muhteşem bir zafer bahşetti bize! Majesteleri, kralların kralı olmayı hakediyorsunuz! Siz cesur doğmuşsunuz!”

Masabadi ve Ctesias da hemen Pers Kralı’nın kahramanca performansı için onu övmeye başladı.

Artaserhas yüzü kızarık ve nefretle söylenmeye başladı, “Kiros çocukluğumuzdan beri kazanıp dururdu. Ama abisi olarak hep onu kendi haline bıraktım. En son törende bana suikast girişiminde bulunduğunda bile onu annemin hatrına affettim! Ancak, benim iyiliğimi zayıflık ve göz boyama olarak görmesini ve isyan çıkarmaya cüret etmesini beklemiyordum! İmparatorluğun istikrarı için, kardeşim olsa bile onu idam etmeliyim!”

“Kralın cömertliği imparatorluğun tüm halkı tarafından bilinir! Hiçbir şey bilmeyen Kiros yabancıların aklını çelerek imparatorluğun topraklarını istila etmekle suçlu!” Tissaphernes coşkuyla konuştu.

Artaserhas başını salladı ve konuşarak çok fazla enerji harcadığı için birkaç kez öksürdü, “Satrap’ım, Kiros’un komplosunu bana birçok kez ifşa ettin ve Küçük Asya’yı her zaman mükemmel yönettin! Bu isyan bittiğinde, seni iyi ödüllendireceğim!”

“Majesteleri, Küçük Asya’nın satrapı olarak bu benim görevim!”

Dedi Tissaphernes ağırbaşlı bir şekilde.

Ardından sol elinin önüne, tahta masanın üzerinde büyükçe toprakişi bir çömlek yerleştirildiğinde Tissaphernes’in yüzüne karmaşık bir ifade yerleşti, “Bu, Kiros’un Masabadi tarafından kesilen kafası ve elleri. Yunan ordugahına götürün ve hemen teslim olmalarını söyleyin!”

Notlar-

1- Kharon, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının ölülerin ruhlarını taşıyan gizemli kayıkçıdır.

2- Lethe, eski yunan mitolojisinde, Hades’in yeraltı krallığının 5 nehrinden biri. Suyundan içenlere geçmişlerini unutturur.

3- Günlük yağı veya Sığla yağı(?), Akgünlük bitkisinden elde edilen, tütsü ve parfüm yapımında kullanılan aromatik bir reçine.

4- Ctesias, Yunan bir hekim ve tarihçi.

5- Peltastlar, kökeni Trakya ve Payonya olan bir tür hafif ön saf askeri sınıfı. Hellenistik ordularda çatışmacı rolünü üstlenirlerdi.

6- Mithridatis, yanlışlıkla Genç Kiros’u öldüren ve sonra ”kill çaldığı” için idam edilen Pers askeri.

Yorum

error: İçerik korunmaktadır!!

Ayarlar

Karanlık mod ile çalışmıyor
Sıfırla
Germany VPS Diaetolin Anime Öneri webtoon oku manga oku manga oku webtoon oku was wiegt ein baby care can dogs eat bodrum escort sweet bonanza deneme bonusu veren siteler casino siteleri bonus veren siteler casino siteleri bedava bonus 1xbet bedava deneme bonusu veren siteler ifşa link his taşı deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu casino siteleri deneme bonusu veren siteler komiku