NovelTR BETA V1.0 [Erken Erişim] | Beta süreci nedeniyle hatalar görülebilir.

BÖLÜM 43

Çevirmen:YunaFernandes

Editör:YunaFernandes

“Pfft!”

Beyaz masa örtüsü kırmızıya boyandı. Kan kusan çocuğun yüzünde ne olduğunu anlamamış bir yüz vardı. Ve bu onunla birlikte olan diğer iki kişide de aynısıydı.

“Prenses!”

Büyük bir öksürmeden sonra bir bardak dolusu kan daha kustu. Kan aynı ayakkabıları gibi parlak kırmızıydı aynı beyaz masa örtüsüne olduğu gibi çocuğun elbisesi de boyanmıştı, kırmızıya.

Vücudu devrildikten sonra, Claude’un vücudu isteğine karşı gelip ayağa kalktı. Sandalyeden yere düşen vücudun bilinci yoktu. Sanki ölü bir vücutmuş gibiydi. Claude yardımcı olamayacağını düşündü ama sadece bir saniye korktu ve titredi.

“Prenses, neler oluyor!”

Çocuğa koşan Felix sallamaya başladı, bağırdı. Claude, bir an için bile bir kasını bile hareket ettirilmeden dondu kaldı. Bu gerçek hissettirmiyordu.

Sadece ellerinde karıncalanan mana duygusu gerçekti. Nedeni bilinmiyordu ama mananın bayılmasının nedeni olduğunu hissetti. Yakın zamanda kontrol edilmezse de, gerçekten tehlikeli olabilirdi.

Claude elini ileriye doğru uzattı neredeyse ona mana verecekti ama durdu.

“Prenses! Gözlerinizi açın, prenses!”

‘Gerçekten onu kurtarmam mı gerek?’

Onun içinde bu tür bir düşünce geçti.

Onu öldürmeyi planlamıyor muydu? Eğer öyleyse,akışına bırakabilirdi.

Burada doğduğu günden itibaren…

“Euuu…”

Onu öldürmesini durduran çocuk, kendi kendini öldürecekti.

“Ah,euk….baba….”

Küçük ve bir zayıf mırıltıyla, yüzünü yansıtan gözler biraz açıldı. Eliyle kıyafetini çekiştirdi ve tekrar düştü. Aynı zamanda, mavi kristal mücevher benzeri gözlerdeki yansıması artık görülmüyordu.

“Doktoru getirin.”

Claude onun vücuduna verdiği manayı sakinleştirmeye çalışırken konuştu.

“Acele edin!”

Konuştuğu sözler sabırsız ve aceleciydi ama kendisi bunu fark etmedi.

***

“Prenses uyudu mu?”

“Evet.”

“Çok rahat gözüküyor.”

Felix’in yüzünde rahatlamış bir ifade vardı.

“Büyücü kendi odasına gitti. Şimdiye kadar onunla ilgili garip bir şey bulamadık araştırmaya devam etmeli miyiz?”

“Dikkatli olmak kötü birşey değil. Gardınızı indirmeyin.”

“Anlaşılmıştır.”

Claude ve Felix büyücünün bütün bu acelenin içinde gökten düşer gibi gelmesine inanamamışlardı.

Ama doğru olan tek şey on yaşlarındaki çocuğun prensesi iyileştirmiş olmasıydı. Eğer o buraya tam zamanında gelmemiş olsaydı prensesin nasıl olacağını kimse hayal edemiyordu.

Claude, evcil hayvanını korumak için rol yapan çocuğa baktı.

Zzzzzzzz. Nefes almasının verdiği kısık ses kulağına geliyordu. Bir süre sessiz kalan Claude sessizce alçak bir sesle konuştu.

“Ne zaman ya da nasıl gözlerimin önünden kaybolsa umrumda olmaz sanıyordum.”

Uyuyan çocuğa bakışları hala soğuktu. Ancak içindeki duygular onun değildi,onundu. (Onun değildi derken Diana’yı kastediyor. Onundu derken ise Claude’u.)

“Onun o olmaması komik.”

“Majesteleri.”

“Eğer yine saçma sapan konuşacaksan defol. Hiç dinleyecek havamda değilim.”

Felix bir süre sessiz kaldı sonra ise eğildi ve odadan ayrıldı. Sonra oda yine o atmosferi kazandı.

Claude gardını almadan uyuyan çocuğa baktı.

Dürüst olmak gerekirse, her zaman doğru anı bekliyordu, bir şans.

‘Baba!’

Onu bugün öldürebilecek miyim? Bugün onu öldürebilir miyim? Aynı bunun gibi, her gün ve her saniye. Ve bugünden sonra,yarın.

‘Baba. Hehe.’

Ama sonunda onu öldüremedi.

‘Athy babacığına ninni söyleyecek!’

Lanet olsun o kadına.

Lanetler okumaya başladı.

Sadece ayrılıp gitmen herkes için en iyisi olurdu ama yararsız bir şekilde kendisine benzeyen aynı şeyi bıraktı.

‘Babacım, günaydın!’

Kindar kadın.

Çok sorumsuz bir şekilde ayrılmana rağmen. Ama hala seni unutamayan bana doğru gelmeye devam ediyorsun….neredeyse hepsini unutmuştum. Neredeyse.

Ama yine iki kocaman büyük gözleri görerek her şeyi hatırladı.

‘Dilerim ki babacığım Athy’i daha çok sever!’

Çocuğun onun uyuduğunu sandığı zaman söyledikleri, Claude zihninden onunla dalga geçtiğinde sırıttı.

‘Aslında annemi görmek istemiyorum dediğimde yalan söylemiştim.’

Aptal çocuk. Bu asla olmayacak. Öleceğim güne kadar ne seni kızım olarak kabul edeceğim ya da sana karşı iyi duygular edineceğim.

‘Ama o doğruydu Athy’nin bir … ihtiyacı yok.’

Bu çocuğun yaşamasına izin veriyordu çünkü hayatı sıkıcıydı. Eğer delirmeseydi, onun üzerinde iyi bir anlamı olmayan özellikle gürültülü, sinir bozucu ve tamamen bakıma ihtiyacı olan bir çocuğu yanında tutmak istemezdi.

‘Çünkü Athy’nin hala babacığı var.’

Ama bu kelimelerin neden sinir bozucu derecede kendisine acı çektirdiklerini bilmiyordu. Ve ayrıca, kızı her gördüğünde kalbinin neden karıncalandığını.

Çocuk sanki onu öldürebileceğini bilmiyormuş gibi her zaman parlakça ona gülümsüyordu. Sinirini bozduğu yer de buydu.

Günler geçtikçe onu daha fazla öldürmek istemesi normaldi.

Ama….

‘Wahh! Acıyor, ühü. Owww….’

Ama onun gerçekten ölebileceği bir durumda olduğu için kızmıştı.

‘Oww. Baba,acı….wahh.’

Saçmalama.

‘Bu olay bir tür büyülü yaratık yüzünden.’

Böyle bir şeyde bile annen gibi olmak zorunda değilsin.

‘Bu şeyi geberteceğim.’

‘Majesteleri! Genç büyücü prensesi iyileştirebileceğini söyledi. Böyle bir yaratığı öldürmeyi prenses uyandıktan sonra düşünebilirsiniz.’

‘Kararımı verdim. Neden kendi sahibinin canını avlayan bir şeyi canlı tutmam gerekiyor?’

Siyah şey kolayca ellerinin arasında tutulabiliyordu.

O şey, ne tür bir tehlike içinde olduğunu bilmeden dikkatlice gözlerini yuvarlamaya devam ediyordu. Bu aptalca hareket, onun sahibini hatırlattı, onu kızdırdığını hatırlattı.

‘Majesteleri, sakinleşin. Bu yaratığı kullanarak, prensesin manasını daha kolay kontrol edebiliriz.’

Athanasia, aynı ismi gibi anlaşılamayan bir çocuk.

Onu sinir ediyordu. Bu yüzden hep onu öldürmeyi düşünüyordu. Görünüşe göre çocukların bir insanın zihninden geçenleri görebilmesi söylentisi doğru , kız her zaman ona dikkatle baktığını görünce yüzünde küçük bir korku ifadesi gösteriyordu.

Bilmesine rağmen, her zaman soğuk davrandı.

Eğer korkmuş olsaydı ve beni görmeye cesaret edemeseydi harika olurdu. O ve çocuk daha rahat olurlardı. Artık o da geçmişiyle ilgili konuları düşünmezdi.

Ama çocuk her sonraki gün  gelecek ve aptal gibi gülümsemeye başlayacaktı. Bu son derece sinir bozucuydu.

‘Yapabileceğin her şeyi yap. Eğer prenses ölürse, sende ölürsün.’

Onu her gördüğümde nefret dolu oluyorum ve öldürmek istiyorum. Ama onu daha çok görmek istiyorum. Hayır, hemen şimdi ondan kurtulmak istiyorum. Ama sadece biraz daha…

Zihni sakin kalamıyordu. Ah, her şey sinir bozucu.

“Athanasia.”

Eğer isteseydi onu her an öldürebilirdi. Bu yüzden seni hayatta tutuyorum.

“Senden nefret ediyorum.”

Gözleri kapalı olan çocuğa Claude fısıldadı.

“Senden nefret ediyorum.”

Ama kelimeleri uyuyan çocuğun kulaklarına  değil, kendi kulağına girmişti ve duygularının derinlerine indi.

“Senden….”

Ama boynuna ilerleyen eli hızlıca alnına geçti ve hafifçe dokundu. Kız uyumasını izlerken ağzını açamadı.

 

Ancak kızın üzerine düşen gölgesi gecenin geri kalanında gitmeyecekti.

Yorum

error: İçerik korunmaktadır!!

Ayarlar

Karanlık mod ile çalışmıyor
Sıfırla
Germany VPS Diaetolin Anime Öneri webtoon oku manga oku manga oku webtoon oku was wiegt ein baby care can dogs eat bodrum escort sweet bonanza deneme bonusu veren siteler casino siteleri bonus veren siteler casino siteleri bedava bonus 1xbet bedava deneme bonusu veren siteler ifşa link his taşı deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu casino siteleri deneme bonusu veren siteler komiku