Çeviren: Niuren
Dönüşün Başlangıcı (8)
Rüzgârın taşıdığı iri kum taneleri yüzüme çarpıyordu. Evet, şimdi bu durumla karşı karşıya kaldığım için benim için daha belirgin hale geldi. Bu cehennem gibi yere bir kez daha dönmüştüm.
Kendi duygularıma fazla kapılmadan markete geri döndüm.
“Az önceki de neydi?”
“… Bir Zehirli Kızıl Eşek Arısı.” Yüzü artık bembeyaz olan Kwon Sung-Min’in sorusunu yanıtladım. Whing Whing-, etraftan sürekli böyle sesler geliyordu.
*Ç/N: Zehirli Kızıl Eşek Arısı kısaltıldığında Kızıl Eşek Arısı olarak kullanılacaktır.
Zehirli Kızıl Eşek Arısı. Bunu vahşi adından tahmin edebilirsiniz; kuyruğunda iğne olan ölümcül bir canavardı. Bir arıya benzemesine rağmen hedefini soktuktan sıradan bir arı kadar kolay ölmez.
“Zehirli bir iğne gibi mi yani?”
“Hayır, değil. İğneleri bıçaklamak için kullanılır. Hatta dönebilir de, yani daha çok delme gibi.”
Kızıl eşek arısı, sözlerimi kanıtlamak istercesine, marketin duvarlarında bir delik açmaya başladı.
“Ahhh!”
Biri çantalarını yere bıraktı ve depoya doğru koştu. Ama bu işe yaramazdı. Canavarların da kendi bölgeleri olur ve burası kesinlikle Rüzgar Tırmıkları’nın bölgesiydi.
Ama etrafta Rüzgar Tırmıkları olmadığına ve Kızıl Eşek Arıları’nın da burada bulunduğuna göre…
“Kara Generalinin cesedi diğer canavarları buraya çekiyor.”
Bu çorak arazi sadece insanlara karşı acımasız değildi, aynısı canavarlar içinde geçerliydi. Canavarlar karınlarını doyurmak için cesetleri yerler ve bu kendi aralaarında kavge etmelerine de neden olur. Depo şu anda hâlâ güvenli olsa da, akşam geldiğinde eskisi gibi olmayacaktı.
“W, ne yapmalıyız? Kahretsin, yakında duvarı delecek!”
Lee Chan-Sung, içine bazı küfürler karıştırarak bağırdı. Dediklerine göre, eşek arısının iğnesi duvarın bu tarafından görülebiliyordu. O eşek arısı aynı zamanda F Sınıfı bir canavardı. F Sınıfı olmasının sebebi ise, öldürülmeleri kolay olmalarıydı.
Zayıflıkları da belliydi. Saldırmak için kullandığı iğnesi. O iğne camdan bir kılıç gibiydi, saldırıları ne kadar şiddetli olsada savunmaları da bir o kadar zayıftı.
“Herkes saklansın!”
Herkes marketin yıkılan duvar ve tabelalarının arkasına saklandı. Beceriksizce bir hareket olsa da şimdilik güvendelerdi.
Whiiiiiing!
Kızıl eşek arısı duvarı delmeyi başardıktan sonra markete girdi. Şeffaf kanatları havada benzersiz bir rezonans oluşturacak şekilde birbirine çarpıyordu. Kızıl eşek arıları bu rezonansı iletişim kurmak için kullanabilirdi ama biz insanlar için çok yoğun bir sesti.
En iyi senaryo, kızıl eşek arısının bizi fark etmeden doğruca depoya gitmesi olacaktır. Cesetlerin yoğun kokusu marketin her yerine dağıldığı için bizim kokumuzu algılayamaz.
Kızıl eşek arısı kanatlarını çırpmayı durdurdu ve yere indi. İtici bacakları işbirliği içinde öne doğru süründü. Antenlerini yerde yatan bir cesede hafifçe dürttü ve sürünerek geçti. Buraya gelmeden önce karnını doyurmuş gibiydi.
Shashasha- Kızıl eşek arısı yavaşça dışarı çıktı. Nefesimin sesini alçaltmış ve hatta atan kalbimi duyacağından korkarak elimi kalbimin üzerine koymuştum.
Tam kz-ızıl eşek arısı o boğucu sessizliği terk etmek üzereyken..
Achoo!
Kızıl eşek arısı olduğu yerde durdu. Soğuk sessizlik marketi bir kez daha doldurdu. Havadaki gerilim çok yüksekti ardından kızıl eşek arısı bir anda havaya uçtu.
Whiiiiing!
Kızıl eşek arısı gürültünün kaynağına doğru koştu. Lanet olsun!
Clang! Metal çarpışma sesleri duyulabiliyordu. Neyse ki, Kim Tae-Byeong onun yanındaydı.
Tank uzmanı Kim Tae-Byeong, daha önce kendisine verilen metal plakayı kullanmıştı. Kızartma tavasına bir delik açılır açılmaz metal plakayı hızla tavaya doğru fırlattı.
Whiiing!
“Yana kaç!”
Emrim üzerine kendini bir kenara attı. Neredeyse aynı zamanda Kim Tae-Byeong’un önceki olduğu yerde bir delik açılmıştı.
