NovelTR BETA V1.0 [Erken Erişim] | Beta süreci nedeniyle hatalar görülebilir.

BÖLÜM 1.2

MagicToon fansub

Çevirmen: Nek10

“Yukinoshita, içeri giriyorum.”

“Sizden tıklatmanızı rica etmiştim”Yukinoshita iç geçirdi.

“Özür, özür. Beni umursamadan olduğunuz gibi devam edin. Sadece uğrayıp nasıl gittiğinizi görsem iyi olur diye düşündüm.” Hiratsuka-sensei, Yukinoshita’ya cömert bir gülücük verip sınıfın duvarına yaslandı. Ardından bir bana bir Yukinoshita’ya bakışlar atmaya başladı.

“İkinizin birbirinizle anlaşmaya başlaması iyi.”

Bu sonuca nereden ulaştın?

“Hikigaya, iyi iş çıkarmaya devam et ve o alaycı mizacını düzeltip çürümüş gözlerini tedavi etmeye odaklan. Ben şimdi gideceğim. Siz de okulun kapanmasından önce eve gittiğinizden emin olun.”

“L-lütfen bir saniye bekleyin!” Onu durdurma çabasıyla Sensei’in elini yakaladım. Tam o anda-

“Av. Avvvvv. Pes ediyorum! Pes ediyorum!”

Kolumu kilit altına almıştı. Çılgınca tap-out yapıp, mağlubiyeti kabul etmemin ardından sonunda beni bıraktı.

Ç/N: Tap-out= Spor müsabakalarında bir tarafın genellikle zemine ve ya rakibinin sırtına hafifçe, avuç içiyle vurarak pes ettiğini göstermesi.

“Ah, sadece senmişsin Hikigaya. Umarsızca arkamda durma yoksa güçlü tekniklerimi içgüdüsel olarak üzerine salabilirim.”

“Nesin sen, Golgo mu? Ayrıca umarsız olan siz değil misiniz? Aniden bunu yapmayın!”

Ç/N: Golgo=Golgo 13 isimli mangada suikastçi.

“Talepkâr olan sen değil miydin?…Neyse, sorun ne?”

“Sorun sizsiniz…düzeltmekle neyi kastediyorsunuz? Bu beni çocuk mahkum gibi göstermiyor mu? Sadece, tüm bunlar hangi cehennemden çıktı?”

Hiratsuka-sensei bir anlığına, düşünceli bir biçimde çenesini okşadı.

“Yukinoshita sana açıklamadı mı? Basitçe, bu klübün amacı kişisel gelişime teşvik ederek insanların sorunlarını aşmasına yardımcı olmak. Ben de kişisel gelişime ihtiyacı olduğunu düşündüğüm öğrencileri bu klübe yönlendiriyorum. Bunu Hiberbolik Zaman Odası olarak düşünebilirsin. Ya da anlamanı kolaylaştıracaksa Revolutionary Girl Utena olarak.”

Ç/N: HZO= Dragon Ball göndermesi. RGU=Manga göndermesi.

“Görselleştirmeyi daha da zorlaştırdı ve sadece ne kadar yaşlı olduğunuzu gösterdi.”

“Az önce ne dedin?”

“…Birşey demedim.” Bana ateşlediği dondurucu bakışın ardından kendime geri çekilmemi mırıldandım.

Hiratsuka-sensei beni süzerken iç geçirdi.

“Yukinoshita. Ortaya çıktı ki onu düzeltirken zor zamanlar yaşayacaksın.”

“Bunun sebebi kendisinin sorunu olduğu gerçeğinden tamamen bihaber olması.” Diyerek Sensei’in belalı ifadesine soğukça yanıt verdi.

…Bu his…Burada bir saniye daha durmayı kaldıramam. Ailemin 6.sınıfta müstehcen dergi zulamı bulup da bunun hakkında eğitim verdiği zaman gibi hissettiriyor.

Hayır, muhtemelen o kadar kötü değil.

“Imm…bir süredir beni düzeltmekle ilgili gelişim ve yeniden biçimlendirmekle ilgili ve devrimci kızlarla ilgili zırvalıyorsunuz. Ama bunların hiçbirini rica etmedim…”

Hirtasuka-sensei hafif bir şaşkınlık içerisinde başını eğdi.

“…Ne diyorsun sen? Eğer değişmezsen toplumun arasında yaşamanın zor olduğu bu seviyede kalacaksın.” Yukinoshita bana sanki argümanı “Savaş faydasızdır. Silahlarınızı bırakın.” demek kadar haklıymış gibi baktı. “Senin insanlığın apaçık bir şekilde diğerlerine kıyasla meteliksiz gibi görünüyor. Bu parçanı değiştirmek istemiyor musun?”

“Öyle değil…İnsanların sürekli olarak beni değiştirmek istediklerini tekrarlamalarını, bana kim olduğumu söylemelerini istemiyorum. Genel olarak başkasının sözüyle kendini değiştirmek artık kendin olamayacağın anlamına gelmiyor mu? Denir ki, kişi öyle birşe-”

“Kişi öyle birşeydir ki kendi tarafından objektif değerlendirilemez.”

Descart’ın sözünü çalarak etkileyici duyulma çabam Yukinoshita tarafından bölünmüştü…Bayağı güzel birşey söyleyecek olmama rağmen.

“Sadece sorundan kaçıyorsun. Eğer değişmezsen, ileri gidemezsin.” Dedi Yukinoshita sert sözleriyle beni dilimlerken. Bu kız neden hep böyle kıpır kıpır ve düşmancıl? Ailesi yengeç falan mı bunun?

“Kaçmanın nesi kötü? Bana sadece tek birşey bilen bir aptalmışım gibi sürekli değişmemi söylemeyi bırakın. Madem ki böylesiniz herhalde Güneş’e bakıp “Batıdan batmandan insanlar bıktı, biraz da doğudan batsana.” gibi şeyler de söylüyorsunuzdur.”

“Bu safsatadır. Elimizdeki konudan uzaklaşma lütfen. Ayrıca hareket eden Güneş değil Dünyadır. Güneş merkezli sistem teorisini de mi bilmiyorsun?”

“Sadece bir örnekti! Eğer bu safsataysa senin söylediklerin de safsata. Eğer sonuçta değişeceksem de sorundan kaçmak için değişeceğim. O zaman kimmiş sorundan kaçan? Eğer sorundan kaçmıyorsam, olduğum yerde durur ve değişmem. Neden sadece geçmişimi ve şuan kim olduğumu kabul edemiyorsunuz?”

“…Eğer öyle olsaydı, değişmek herhangi bir sorunu çözemez ve kimseyi kurtaramazdı.” Yukinoshita ‘kurtarmak’ kelimesini zikrederken, sinirden kıpkırmızı olmuştu. İstemsizce ürktüm. Eğer gerekseydi “Ö-ö-ö-ö özür dilerim!” patlatmanın kıyısındaydım. ‘Kurtuluş’ öyle katıksız lise öğrencilerinin hakkında sık konuşacağı bir şey değildir. Ama onu bu kadar kızdıranın ne olduğunu merak ediyorum.

“İkinizde sakinleşin.” Hiratsuka-sensei’in yumuşak ses tonu olmak üzere olan şeyi yumuşattı, daha doğrusu en başından beri hoş olmayan atmosferi. Sadece yüzündeki sırıtışa bakarak bile beklenti ve keyif içerisinde olduğunu söyleyebilirdiniz. Olaylar ilginçleşmeye başladı. Böyle gelişmeleri severim. Tıpkı JUMP gibi, ki bu iyi değil mi?

Ç/N: JUMP=genellikle shounen tûrü mangalar çıkarıyorlarmış

Nasıl olduysa mest olan bir tek Sensei’di. Bir kadın olmasına rağmen gözleri genç bir oğlanınki gibi parıldıyordu. “Antik zamanlardan beri, ne zaman iki kişi karşı düşse, adalet adına shounenlerde işi bir dövüşle çözmek gelenektir.”

“Ama biz bir shounen mangada değiliz…” Kimse beni takmadı.

Gürültülü bir kahkahanın ardından bize dönüp sesli bir bildiride bulundu.

“Madem öyle, şöyle yapalım. Şu andan itibaren, sorunlu kuzucukları sizin gözetiminiz altında olacakları bu klübe yönlendireceğim. İkiniz de uygun gördüğünüz biçimde onlara yardım edeceksiniz. Yeteneğinizin yettiği kadar birbirinize etik haklılığınızı kanıtlarsanız güzel olur. Bu insanlara kim yardım edebilecek?! Gundam Dövüşü. Hazır, başla!”

“Reddediyorum.” Yukinoshita teklifi kabaca reddettiğini duyurdu. Gözleri biraz önce bana doğrultulan soğukluğun aynisiyle yelken açtı. Pekala ben de ona katıldığımdan başımla onayladım. G Gundam’ın bizim jenerasyonumuzda olmadığından bahsetmeye gerek bile yok.

Sensei bizim isteksizliğimizi fark edince tırnaklarını ısırdı.

“Cık. Belki bir Robattle anlaşılması daha kolay olurdu…”

Ç/N:RPG MEDABOTS diye birşeye göndermeymiş.

“Problem o değil…”

‘Medabots’ gibi oyunlar fazla inekçe…

“Sensei, lütfen bir çocuk gibi hiperaktif davranmayı bırakın. Sizin yaşınızda biri için hem yakışıksız hem de kötü anlamda normalin dışında.” Yukinoshita, buz kadar soğuk kelimeleri buz sarkıtı gibi fırlatmıştı. Sensei’in sakinleşip sakinleşmediği net değildi ama yüzü utançtan pespembe olmuştu. Gafının üstünü örtmek için boğazını temizledi.

“Ne-ne olursa olsun! Birinin doğruluğunu kanıtlayacak olan şey hareketleridir! Duello yapacağınızı söylüyorsam duello yapacaksınız. İkiniz de hayır deme şansıma sahip değilsiniz.”

“Bu çok tiranca.”

Tam olarak bir çocuk gibi! Yetişkin olan tek tarafı göğüsleri. Pekala düello gibi saçma bir şeyde sırf eğlence için kaybedebilirim. Hah. Ama eforlarım için bir yıldız kazanmak da fena olmazdı. Böyle bir şeyde yer almanın bir anlamı olduğunu söylemek kullanışlı ve fazlaca abartılı olurdu.

Yine de aklı shounen mangalarla dolu nefret edilesi çocuk-kadın abzürt açıklamalar fışkırıyordu.

“Son derece çaresiz çabalarınızla mücadele edebilmeniz için size küçük bir motivasyon sunacağım. Kazanan kaybedene, herhangi bir isteğini yerine getirme emri verse nasıl olur?”

“Her bir şey mi?”

Herşey derken onu kastetti değil mi? Yani herşey olabilir ama o şey…(yutkunma ses efekti)

Aniden yerde sürülen sandalyenin sesi duyulabilir oldu. Yukinoshita vücudunu korumacı bir şekilde kucaklayarak iki metre geriye gitmişti.

“Bu çocukla yarışmak iffetim tehlikedeymiş gibi hissettirecek. Reddediyorum.”

“Önyargı! Tüm lise iki oğlanlar sadece cinsellik düşünüyor değil ya!” Onun dışında da pek çok şey var tıpkı, ah…düşünüyorum…dünya barışı? Onun gibi şeyler? Bunlar dışında pek başkasını düşünmüyorum.

“Yani, Yukinoshita Yukino’nun bile korktuğu şeyler var…Kaybetmekten o kadar mı korkuyorsun?” Dedi Hiratsuka-sensei kötü niyetli bir yüzle. Yukinoshita ise buna biraz alınmış gibi gözüktü.

“…Âlâ. Bu kadar ucuz bir provakasyona kurban gitmekten birazcık rahatsız olsam da kabul ediyorum. Hazır konusu gelmişken. Bu çocuğu halletmeyi de size bırakıyorum.”

Voaa, Yukinoshita kaybetmeyi kaldıramıyor. Nasıl olur da kaybekmekten nefret eden taraf oluyir diye mi soruyorsunuz? Kaybetmekten nefret eden biri gibi ‘Amacını görebiliyorum’ demesi gerçeğinden. Demek istiyorum ki, ne deemek ‘halletmek’? Halihazırda korkunçsun zaten dursana.

Hiratsuka-sensei, Yukinoshita’nın bakışını görmezden gelerek, genişçe sırıtıyor.

“O zaman karar verildi.”

“Hey, bana kabul ediyor muyum diye sormadınız…”

“Yüzündeki sırıtışı bir kere gördüm ya sormama gerek görmedim.”

Anlıyorum…

“Bu duellonun kazananını ben belirleyeceğim. Tabi ki karar benim görüş ve eğilimlerimden etkilenecek. Bunun hakkında çok düşünmeyin ve sadece uyumlu davranıp…uygun ve yerinde tavır takınıp en iyinizi yapın.” Hiratsuka-sensei, bu sözleri söyler söylemez odayı terk edip sadece beni ve aşırı kızmış Yukinoahita’yı yanlız bıraktı.

Tabi ki hakkında konuşulacak hiçbirşey yoktu. Sessiz odada hareketsizce otururken bozuk bir radyonunkine benzer bir ses içeride yankılandı. Bu, zilin çalacağının bir göstergesiydi. Gerçekten de elektronik bir zil çalar çalmaz Yukinoshita aniden kitabını kapattı. Öyle görünüyordu ki zil okulun sonunu belirtiyordu.

Bu sinyalle birlikte Yukinoshita eve gitmek üzere eşyalarını toplamaya koyuldu. Kitabını dikkatle çantasına koymadının ardından ayağa kalktı. Ardından bana kaçak bir bakış attı. Ve hiçbirşey demeden, sadece bu bakışla odadan ayrıldı. ‘Yarın görüşürüz’ ya da ‘baybay’ dahi olmadan hızla gitti. Bana, aşırı soğuk karşılamasına takılacak fırsat bile vermedi.

Ve işte yapayalnızdım, odada kalmış tek kişi. Bugün şanssız bir gün müydü neydi? Öğretmenler odasına çağrıldım, gizemli bir klübe katılmaya zorlandım ve tüm güzellik puanları vücudunun tek şirin yerine-yüzüne harcanmış bir kız tarafından sözlü tacize uğradım. Önemli ölçüde geniş hasara maruz kaldım.

Bir kızla konuşmanın beni daha heyecanlı yapması gerekmiyor muydu? Benim kalbimse sadece çaresizliğe gömüldü.

Eğer böyle olacaksa bunun yerine hergüm doldurulmuş hayvanlarla sohbet etmek çok daha iyi olacaktır. Onlar asla karşı cevap vermiyorlar ve hep size şirince gülümsüyorlar. Neden ağır bir mazoşist olarak doğmadım ki?

Hepsini geçtim, niye bu kadar manasız bir düelloda yer almam gerekiyor ki? Rakibim Yukinoshitayken kazanabileceğimi düşünmüyorum. Düello gibi şeyler normalde klüp aktivitesinden sayılıyor mu merak ediyorum. Klüp aktiveteleriyle ilgili düşündüğümde DVDlerdeki kadın bandolarının yaptığı gibi şeylet doğru olur diye düşünüyorum.

İşler bu şekilde gitmeye devam ederse iyi geçinmeye başlayabilir miyiz? Pek sanmıyorum.

Muhtemelen bana o ilgisiz tavrıyla emirler verip ‘Nefesin kokuyor, bu yüzden lütfen en azından üç saat nefes apmasan olmaz mı?’ gibi şeyler söyleyecek.

Beklediğim gibi. Gençlik yalandan başka birşey değil.

3.senelerinde bir baseball turnuvası kaybedince güzel gözükmek için yaş akıtırlar. Kolej sınavlarından kaldıklarında başarısızlıklarının bir hayat tecrübesi olduğunda ısrar ederler. Hoşlandıkları kişiye açılamadıklarında geri çekilirler. Cehaleti taklit ederek kendilerini çürütüp sonra da kişinin mutluluğu için yaptıklarını söylerler.

Ve şu da var. Asosyal, sinir bozucu, tsundere bir kızla romantik komedi ummak asla gerçekleşmeyecek. Kompozisyonum herhangi bir düzeltme gerektirmiyor. Tahmin ettiğim gibi, gençlik bir bahane, aldatıcı bir kelime ve sahte.

DC sunucumuza davetlisin: https://discord.gg/k3duc9DZje

Yorum

Ads Blocker Image Powered by Code Help Pro

Reklam Engelleyici Tespit Edildi!

Sitemizdeki içerikleri tamamen ücretsiz okumaya devam etmek için lütfen reklam engelleyici devre dışı bırakın veya sitemizi onaylı olarak ekleyin.

error: İçerik korunmaktadır!!

Ayarlar

Karanlık mod ile çalışmıyor
Sıfırla
Germany VPS Diaetolin Anime Öneri webtoon oku manga oku manga oku webtoon oku was wiegt ein baby care backlink satın al Co location can dogs eat sweet bonanza deneme bonusu veren siteler casino siteleri bonus veren siteler casino siteleri bedava bonus 1xbet deneme bonusu veren siteler ifşa link his taşı infoisrael.net casino siteleri deneme bonusu veren siteler starzbet starzbet telegram starzbet giriş starzbet güncel adres meritking